Ankara’da CHP hakkında dün görülen davadan önce üç kişi beni hem çok şaşırttı hem de çok sevindirdi.
Kimse bu üç ismi yan yana getirmedi ama bence önümüzdeki günlerde yaşayacaklarımız açısından çok önemliydi.
Önce pazar günkü CHP mitinginden başlayayım.
CHP mitingini izlerken önüme gelen 5 kare
Pazar günü televizyonda muazzam CHP mitingini izlerken, önüme her yerden fotoğraflar düşüyor.
Bunlar arasında 5 kare var ki…
Çok önemli… Hem de çok önemli.
Bu karelerin beşinde de Hasan Cemal var.
Kimdir Hasan Cemal?
Benim için, Türkiye’de hayatta olan genel yayın yönetmenlerinin duayeni.
12 Eylül askeri darbesini “Tank Sesiyle Uyanmak” adı altında yazmış.
Hayatı boyunca demokrasiyi vesayetlerden kurtarmak için çaba harcamış bir aydın.
Hasan Cemal, CHP’nin Ankara’daki “Vesayet Değil Siyaset! Kayyıma, Darbeye Hayır!” mitinginde
Erdoğan’ın “Hasan Abi”si CHP’yle; CHP Hasan Cemal’le bir arada
CHP mitingini izlemek üzere Ankara’ya gitmiş.
CHP’nin bütün önde gelen isimleri ile birlikte samimi fotoğraflar çektirmiş.
Özgür Özel, Dilek İmamoğlu, Hikmet Çetin, Mansur Yavaş, Erdal Beşikçioğlu…
Hasan Cemal CHP ile barışmış, CHP Hasan Cemal’le…
Yeni CHP açısından çok ilginç kareler.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş (sol başta), Muharrem İnce, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Hasan Cemal ve eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav
Hasan Cemal’in “eylemde” heyecanla altını çizdiği cümle
Bir zamanlar uçakta Erdoğan’ın “Hasan Abi”si, miting meydanından büyük coşkuyla yazıyor:
“Akıl alır gibi değil. Uzun yıllardır ilk kez
bir eylemi içinde yaşıyorum.
Tam bir heyecan fırtınası…
Gözlerim yaşarıyor.
Yumruğumu sıkıp havaya kaldırırken
gözlerim doluyor.
Uzun yıllardır ilk kez bir eylemin
tam göbeğinde
büyük bir heyecan fırtınası
yaşıyorum.
Altını bir kez daha çiziyorum:
19 Mart Darbesi sonrasında
patlayan demokrasi direnişi
(ve CHP’nin daha önceki
31 Mart yerel seçim zaferi) demokrasiye dönük umutları yeşertti,
beklentileri yükseltti.”
Dr. Dilek İmamoğlu, Hasan Cemal
Sol “Birikim”ci Murat Belge ‘CHP’li oluyor’
Hasan Cemal’i okurken, aklıma son 10 gün içinde önüme gelen iki önemli gelişme daha geliyor.
Biri Murat Belge’nin 5 Eylül’de T24’te yayınlanan yazısı.
Yazı öyle bir cümle ile bitiyor ki; hayretler içinde kalıyorum.
“Bunu da mı görecektik?” diyorum.
Bir zamanlar solun efsane dergisi “Birikim”in büyük teorisyeni, hayatı boyunca CHP’ye mesafeli durmuş bir sol aydın, Murat Belge diyor ki;
“Ben kendi hesabıma, bu CHP’den yanayım.”
T24 yazarı Murat Belge
Özel ve İmamoğlu’na büyük destek ve övgü
Birlikte okuyalım şu satırları:
“AKP’nin Ekrem İmamoğlu’nu merkeze koyan geniş çaplı ve tamamen hukuk dışı saldırısı bu gidiş içinde hayati bir dönemece getirdi bizleri. Kural falan kalmadı. İktidar, ‘kural varmış gibi’ davranmaktan da çoktan vazgeçti.”
Devam edelim, CHP’ye hep mesafeli duran bu sol aydının yazdıklarına;
“Özgür Özel’in Genel Başkan seçilmesinden bu yana CHP’nin söylemini de, eylemini de çok doğru, isabetli buluyorum.
CHP militan bir mücadele veriyor. Topladığı, toplamayı başardığı kalabalıklar, şu kasvet günlerinde insanın içini ısıtan ve umut veren gelişmeler. Bu faşizan saldırılar karşısında içi dolu bir dirençle karşı koyarken izleyeceği siyasetin karakteri hakkında söylediklerini de son derece olumlu buluyorum.”
Bu arada hayatı boyunca muhafazakâr kesimlere hep “birlikte demokrasi” gözlüğü ile bakan Belge, bu yazısında belki de ilk defa “şeriat tehlikesi”nden söz ediyor.
Özgür Özel, CHP’nin Ankara’daki “Vesayet Değil Siyaset! Kayyıma, Darbeye Hayır!” mitinginde
28 Şubat’ta başörtülü kızların büyük destekçisinden CHP’ye destek bildirisi
Murat Belge’nin yazdıklarını büyük şaşkınlık ve beğenerek okuduğum günlerde bir şaşırtıcı haber de başka yerden geliyor.
Üstelik 28 Şubat’ta üniversite kapılarında mücadele veren başörtülü kızlara en büyük desteği veren aydınlardan biri.
Daha geçenlerde “Artık yazı yazmayı bıraktım” diyerek bir anlamda küskünlük ve kırgınlığını, umutsuzluğunu dile getiren Nuray Mert, Prof. Tahsin Yeşildere ile birlikte bir metin kaleme alıyor.
Metnin başlığı şöyle:
“Demokrasi onurumuzdur…”
“Hak ve özgürlüklerimize sahip çıkmadan onurlu bir yaşam süremeyiz. Demokrasiye sahip çıkmak onurumuza sahip çıkmaktır.”
Ama asıl amacı aşağıda şu cümleyle anlatıyor:
“Demokrasi ve onur mücadelesi için CHP ve Özgür Özel yönetimini destekliyoruz.”
Nuray Mert
“Bu iktidar sandıkta kaybettiğini yargıda geri almaya çalışıyor”
Ve arkasından CHP, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’na çok güçlü bir destek geliyor:
“Mevcut iktidar yapısı, sandıkta da kaybettiğini anladığı noktada doğrudan muhalefet partisini hedef aldı. Siyasal rakip olarak karşısına çıkan İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere, sandıkta ve meydanlarda yenemediği yerel yöneticileri zindana gönderme yolunu tuttu. Bu yol ile muhalefetin çözüleceğini, hak ve özgürlük arayışının biteceğini sandı. Ama öyle olmadı.”
Dünkü mahkemeye bir hafta kala CHP ve Özgür Özel’e destek
Ve dünkü mahkemeye günler kala, bu metin şu cümlelerle sona eriyor:
“Özgür Özel liderliğindeki CHP, bu süreçte demokratik muhalefetin en güçlü adresi haline geldi. O nedenle mevcut iktidar yapısı şimdi de tüm devlet gücünü kullanarak CHP’de Özgür Özel yönetimini ortadan kaldırmaya çalışıyor.”
“Bu ülkenin geleceği için kaygılanan akademisyenler olarak, demokrasi ve onur mücadelesi için CHP ve Özgür Özel yönetimini destekliyor, tüm sivil inisiyatifleri de demokrasi ve onur mücadelesini güçlü biçimde büyütmeye davet ediyoruz.”
Metnin altında bugüne kadar ilk defa bir araya gelen 117 imza
Altında 117 imza…
İmzalara bakıyorum.
Birbirleriyle belki de ilk defa ortak bir metin altında bir araya gelmiş insanlar.
Aralarında Üstün Ergüder, Ersin Kalaycıoğlu, Şevket Pamuk, Süleyman Çelebi gibi kendi payıma, bugüne kadar hiçbir ortak bildiride adını görmediğim isimler var.
Aynı şekilde;
Binnaz Toprak, Fatmagül Berktay, Faruk Birtek, Haydar Ergülen, İbrahim Betil, İhsan Eliaçık, Ömer Madra, Necmiye Alpay, Temel İskit…
CHP’nin Ankara mitinginden Özgür Özel ve “adalet” yazılı pankartlar
Bu aydınlar birçok konuda Erdoğan’a destek veren isimler
Kimdir bu aydınlar…
Hepsi değilse de en azından ilk başta saydığım üçü…
Nuray Mert, Murat Belge, Hasan Cemal…
Bunlara mesela AKP’de iki dönem milletvekilliği yapan Hüseyin Kocabıyık’ı da ekleyin.
Sayıları çoğaltabilirim.
Bu aydınlar, daha 1990’lı yıllardan önce askeri vesayete baş kaldırmış insanlar.
Başı örtülü kızlar üniversitelere sokulmazken, onların yanında duran insanlar bunlar.
Hem de kendi mahallelerinden eleştiri almak, dışlanmak pahasına yaptılar bunu.
27 Nisan e-Muhtırası’nda o günün Başbakanı Tayyip Erdoğan ve AKP’nin yanında duran insanlar.
2008’dve AKP için kapatma davası açıldığında buna karşı sesini en fazla yükselten insanlar bunlar.
Özgür Özel
Erdoğan’ı iktidara getiren entelektüel güç şimdi CHP ve Özel’in yanında
Bir anlamda AKP’yi iktidara taşıyan “entelektüel gücün” üyeleriydi bu yazdığım insanların çoğu.
Çünkü bunu yaparken demokrasiyi savunduklarına inanıyorlardı.
Bir cümle ile anlatmam gerekirse;
Bir zamanlar Erdoğan ve AKP’yi iktidara taşıyan, onu savunan aydın gücü bugün artık CHP, Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın yanında.
AKP’nin gerileyişi ve düşüşü, kendisini Batı’da ve dünyada da anlatan bu aydınları kaybetmesiyle başladı.
Bu gelişme AKP’yi fikren fukaralaştırdı.
Birbirinden bu kadar farklı insan bir araya geliyorsa bir anlamı var
Dünkü mahkeme öncesinde meydana gelen bu gelişmelerin AKP ve MHP açısından da büyük bir anlamı var.
Birbirinden bu kadar farklı, bugüne kadar hiçbir ortak metnin altında bir araya gelmemiş insanlar, dün mahkemenin aldığı karardan önce bir araya gelip bu sözleri söyleyip, CHP’ye Özgür Özel’e destek veriyorsa eğer…
Artık halkın çok yaygın ve derin kesimlerinde Türkiye’nin, demokrasinin, ekonominin gidişatı hakkında çok yaygın bir endişe oraya çıktığı anlaşılmaktadır.
AKP’liler emin olmalı ki,
Bu imzalar, bu dip dalgayı, önünüzdeki ilk sandığa taşıyacak bir gelişmeyi anlatıyor bize.
